19 Ocak 2014 Pazar

FİLLER, HÜDHÜDLER, KARINCALAR VE 19 OCAK


                Yaşar Kemal, “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca”da[1] gücüne güvenen Filler Sultanının, karıncalara açtığı savaşı anlatır. Filler Sultanı, fil ordusuna karınca ülkesine saldırmaları için emir verir ve filler o devasa cüsseleriyle karıncalar ülkesini yerle bir ederler. Filler Sultanı, aman dileyen karıncaları bir tek şartla affeder. Karıncalar, fillere saldırdıklarını kabul edecekler ve özür mahiyetinde de Filler Sultanına o zamana kadar yapılmamış devasa bir saray yapmayı kabul edeceklerdir. Filler Sultanının bu isteklerine bir tek demirci olan Kırmızı Sakallı Topal Karınca karşı çıkar ve Filler Sultanının huzurundan kaçar. Diğer karıncalar ise çaresiz Filler Sultanının isteklerini yerine getirmek için durmaksızın çalışarak, onun istediği sarayı yaparlar. Fakat istekleri bitmeyen Filler Sultanı bu saray bittikten sonra da karıncalara emirler vermeye devam eder. Tek farkla ki artık karıncaları korkutmaktan ziyade aldatma yolunu tercih eder ve karıncaların, fillerin ataları olduğu eğer çok çalışırlarsa fil olabileceklerine onları ikna eder. Bu sefer de karıncalar fil olabilmek adına canlarını dişlerine takmışlardır. Bunun yanında Kırmızı Sakallı Topal Karınca ise çekildiği dağda direnişini sürdürmekte ve gün geçtikçe çoğalmaktadır. Kırmızı Sakallı Topal Karıncanın varlığı, Filler Sultanını o kadar tedirgin etmektedir ki, onun ölüsünü dahi ele geçirmek için hüdhüd kuşlarıyla, sarı karıncalarla işbirliği yapmaktadır. Hikayenin sonunda kendilerinin fil olmadığını anlayan ve Filler Sultanına karşı kırmızı sakallı topal Karıncanın yanında yer alan karıncalar Filler Sultanı ve ordusunun ayakları altındaki toprağı oyarak onları tuzağa düşürmüş ve özgürlüklerini kazanmışlardır.
                Yaşar Kemal’in bu güzel romanını uzun uzun özetlememin nedeni aslında içinde bulunduğumuz toplumu en güzel betimleyen eserlerden olmasıdır. Başımızda sürekli bizim kim olduğumuza, kim olmamız gerektiğine karar verme yetkisini kendisinde görenler var. Kim olduğumuzu, ne olmak istediğimizi soran yok. Onların istediği kadar Atatürkçü olmalıyız, onların istediği kadar vatansever olmalıyız, onların istediği kadar dindar olmalıyız. Onlar Filler Sultanı biz karıncalar. En kötüsü de Filler Sultanlarının sözlerine inanmaya devam etmemiz. Kendimizi hikayedeki gibi fillerin ataları sanıyoruz. Aslında olmadığımızı bal gibi biliyoruz. Ama fil olmak istiyoruz. Daha da içler acısı olan tam da bu. Fil olmayı biz de başkalarını ezebilelim diye istiyoruz. Yolsuzluğa, hırsızlığa, arsızlığa ses çıkarmamamız bu yüzden.
                “Daha da kötü”ler bu kadarla da bitmiyor. Bundan rahatsız olanları da yuhluyoruz, kızıyoruz, öldürüyoruz. Sonra da vah vah deyip üzülüyor ayaklarına yatıyoruz. Buraları babamızın bahçesi bellemişiz, hırsız, katil bizden diye dokundurtmuyoruz, biri canımızı yaktığında yorganları yakıyoruz. Bugün 19 Ocak. 7 yıl önce, bu düzenden rahatsız olan birini daha katletti, kendisini bu bahçenin sahibi sananlar. O günden bu yana vah vah demekten başka bir şey yapmıyorlar. Çokkültürlülük şöyle güzel, Anadolumuz böyle zengin, hepimiz kardeşiz diyorlar da “Faşizme İnat Kardeşimsin Hrant” diyemiyorlar. Diyemezler zaten. Dilleri dönmez. Gramerleri yetmez. Akılları almaz. Hikayedeki gibi Filler Sultanı karıncaların meziyetlerinden övgüyle bahsediyor ama iş bu övgülerin somut karşılığına gelince Filler Sultanı kızıyor, köpürüyor: Hiç karıncalar Fil olabilir mi?. Bu memlekette olan bundan ibaret. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Ermenisi, Rumu, Yahudisi, Süryanisi ve daha niceleri ancak Filler Sultanlarına ve onların yalanlarına hizmet ettikleri sürece makbuller. Bu ülkede hepiniz filsiniz yalanına inanmış o kadar çok karınca varken, kırmızı sakallı topal karıncaların hala sesini duyuramazken umutsuzluğa düşmek kolay. En güzeliyse zor yola girmek, kırmızı sakallı topal karınca olup fillerin ayaklarının altını oymak.
                Siz bakmayın son zamanlarda fillerle hüdhüdler arasındaki kavgaya. Hüdhüdler de fil olmak istiyor o kadar. Fillerle hüdhüdlere göre karıncalar aynı karınca. Hüdhüdlerin karıncalara sevecen görünmesi bundan. Unutmayın hüdhüdlerdi filler sultanını, karıncalar ülkesini yerle yeksan etmesi için fiştekleyen.



[1] Yaşar Kemal ( 2011 ), “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca”, 10.Baskı, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları.