Yaşar
Kemal, “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca”da[1]
gücüne güvenen Filler Sultanının, karıncalara açtığı savaşı anlatır. Filler Sultanı,
fil ordusuna karınca ülkesine saldırmaları için emir verir ve filler o devasa
cüsseleriyle karıncalar ülkesini yerle bir ederler. Filler Sultanı, aman
dileyen karıncaları bir tek şartla affeder. Karıncalar, fillere saldırdıklarını
kabul edecekler ve özür mahiyetinde de Filler Sultanına o zamana kadar
yapılmamış devasa bir saray yapmayı kabul edeceklerdir. Filler Sultanının bu
isteklerine bir tek demirci olan Kırmızı Sakallı Topal Karınca karşı çıkar ve
Filler Sultanının huzurundan kaçar. Diğer karıncalar ise çaresiz Filler
Sultanının isteklerini yerine getirmek için durmaksızın çalışarak, onun
istediği sarayı yaparlar. Fakat istekleri bitmeyen Filler Sultanı bu saray bittikten
sonra da karıncalara emirler vermeye devam eder. Tek farkla ki artık
karıncaları korkutmaktan ziyade aldatma yolunu tercih eder ve karıncaların,
fillerin ataları olduğu eğer çok çalışırlarsa fil olabileceklerine onları ikna
eder. Bu sefer de karıncalar fil olabilmek adına canlarını dişlerine
takmışlardır. Bunun yanında Kırmızı Sakallı Topal Karınca ise çekildiği dağda
direnişini sürdürmekte ve gün geçtikçe çoğalmaktadır. Kırmızı Sakallı Topal Karıncanın
varlığı, Filler Sultanını o kadar tedirgin etmektedir ki, onun ölüsünü dahi ele
geçirmek için hüdhüd kuşlarıyla, sarı karıncalarla işbirliği yapmaktadır. Hikayenin
sonunda kendilerinin fil olmadığını anlayan ve Filler Sultanına karşı kırmızı
sakallı topal Karıncanın yanında yer alan karıncalar Filler Sultanı ve
ordusunun ayakları altındaki toprağı oyarak onları tuzağa düşürmüş ve
özgürlüklerini kazanmışlardır.
Yaşar
Kemal’in bu güzel romanını uzun uzun özetlememin nedeni aslında içinde
bulunduğumuz toplumu en güzel betimleyen eserlerden olmasıdır. Başımızda sürekli
bizim kim olduğumuza, kim olmamız gerektiğine karar verme yetkisini kendisinde
görenler var. Kim olduğumuzu, ne olmak istediğimizi soran yok. Onların istediği
kadar Atatürkçü olmalıyız, onların istediği kadar vatansever olmalıyız, onların
istediği kadar dindar olmalıyız. Onlar Filler Sultanı biz karıncalar. En kötüsü
de Filler Sultanlarının sözlerine inanmaya devam etmemiz. Kendimizi hikayedeki
gibi fillerin ataları sanıyoruz. Aslında olmadığımızı bal gibi biliyoruz. Ama fil
olmak istiyoruz. Daha da içler acısı olan tam da bu. Fil olmayı biz de
başkalarını ezebilelim diye istiyoruz. Yolsuzluğa, hırsızlığa, arsızlığa ses
çıkarmamamız bu yüzden.
“Daha
da kötü”ler bu kadarla da bitmiyor. Bundan rahatsız olanları da yuhluyoruz,
kızıyoruz, öldürüyoruz. Sonra da vah vah deyip üzülüyor ayaklarına yatıyoruz. Buraları
babamızın bahçesi bellemişiz, hırsız, katil bizden diye dokundurtmuyoruz, biri
canımızı yaktığında yorganları yakıyoruz. Bugün 19 Ocak. 7 yıl önce, bu
düzenden rahatsız olan birini daha katletti, kendisini bu bahçenin sahibi
sananlar. O günden bu yana vah vah demekten başka bir şey yapmıyorlar. Çokkültürlülük
şöyle güzel, Anadolumuz böyle zengin, hepimiz kardeşiz diyorlar da “Faşizme
İnat Kardeşimsin Hrant” diyemiyorlar. Diyemezler zaten. Dilleri dönmez.
Gramerleri yetmez. Akılları almaz. Hikayedeki gibi Filler Sultanı karıncaların
meziyetlerinden övgüyle bahsediyor ama iş bu övgülerin somut karşılığına gelince
Filler Sultanı kızıyor, köpürüyor: Hiç karıncalar Fil olabilir mi?. Bu memlekette
olan bundan ibaret. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Ermenisi, Rumu, Yahudisi,
Süryanisi ve daha niceleri ancak Filler Sultanlarına ve onların yalanlarına
hizmet ettikleri sürece makbuller. Bu ülkede hepiniz filsiniz yalanına inanmış
o kadar çok karınca varken, kırmızı sakallı topal karıncaların hala sesini
duyuramazken umutsuzluğa düşmek kolay. En güzeliyse zor yola girmek, kırmızı
sakallı topal karınca olup fillerin ayaklarının altını oymak.
Siz
bakmayın son zamanlarda fillerle hüdhüdler arasındaki kavgaya. Hüdhüdler de fil
olmak istiyor o kadar. Fillerle hüdhüdlere göre karıncalar aynı karınca. Hüdhüdlerin
karıncalara sevecen görünmesi bundan. Unutmayın hüdhüdlerdi filler sultanını,
karıncalar ülkesini yerle yeksan etmesi için fiştekleyen.
[1] Yaşar
Kemal ( 2011 ), “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca”, 10.Baskı,
İstanbul, Yapı Kredi Yayınları.